KEYİFLİ VE KULLANIŞLI DEKORASYON FİKİRLERİ

KEYİFLİ VE KULLANIŞLI DEKORASYON FİKİRLERİ

Ayşe teyzenin eviyle sizin evinizin boyutları hemen hemen aynı ancak onu evi daha büyük ve ferah mı görünüyor şekerim gel sen bir şöyle bakalım neler yapabiliriz...

Küçük bir odaya sahipseniz evinizi değiştirmeden onu büyütemeyeceğiniz bir gerçek ancak minik dekorasyon hileleri ile daha büyük bir görünüme kavuşturabilirsiniz, aynı şekilde yaşadığınız ortam veya odanız gözünüze geniş ve boş geliyorsa onu fazla kalabalıklaştırmadan daha hoş gözükmesini sağlayabilirsiniz.

Ayna kullanımı dekorasyonda önemli bir yer tutar. Mekana derinlik katarken yansıttığı ışıklar ile ortamın renk dengesini sağlayarak göze daha hoş gözükmesini sağlar.

Mum ve abajur gibi küçük aydınlatmalar cozy, rahat ve sıcak bir ortam oluşturarak hoş bir renk elde etmenizi sağlar. Kokulu mum tercihinizin ruh halinize de olumlu etkisi olacaktır.

Sade bir dizaynla döşenmiş bir mekanınız varsa, 3 boyutlu derinlik efekti ile tasarlanmış bir tablo ile süsleyeceğiniz duvarınız evinize farklı bir ambiyans kazandıracak ve bu sadeliği göz hoş gelen bir derinliğe dönüştürecektir.

Renklerin kullanımının insan psikolojisi üzerindeki kanıtlanmış etkilerini hepimiz biliyoruz. Yaşadığınız ortamı dizayn ederken kullanacağınız renklerin yaşamınızı ve ruh halinizi etkileyecek düzeyde önemli olduğunu unutmayın.

Renklerin psikolojimiz üzerindeki etkilerini ‘Renkler İle Ahengimiz‘ adlı yazımızdan okuyabilirsiniz.

Objelerin boyutları da bir diğer göz zevkimizi etkileyen nedenlerden. Dizayn edeceğiniz ortamın büyüklüğü kullanacağınız objelerle doğru orantılı olmalıdır. Küçük bir ortamda kullanacağınız nesnelerde küçük ve az sayıda olmalı böylece göze hoş gelen ferah bir görünüm sağlarsınız.

Kullanım alanınızın geniş olduğu bir yeri dekore ediyorsanız, nesnelerinizi büyük ve dikkat çekici kullanarak gözünüzün doldurmaya çalıştığı boşlukları siz kendi zevkinize göre doldurmuş olursunuz.

Geniş yer kaplayan klasik kitaplıklar bildiğiniz gibi tarih oldu. Bunu yerine duvara monte edeceğiniz raflar veya raf görünümlü dolaplar ile hem daha kullanışlı hem de göz doyurucu manzara yaratmış olursunuz.

Sizde farklı dekorasyon fikirlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz, yayınlamaktan mutluluk duyarız.

Kadınlar vs. Erkekler - Pantolon Savaşı

KADINLAR VE ERKEKLERİN PANTOLON GİYME SAVAŞI

Modern toplumlarda, günlük hayatta iş hayatında her yere yakıştırılıp giyilen pantolonlar yüz yıllarca kadınlar ve erkekler arasında paylaşılamamış ve bunun için mücadele edilmiş. Bakalım pantolon giyebilmek için nasıl bir savaş verilmiş.

Erkeklerin pantolon giymesi M.Ö. 2500 yıllarına dayanır. Orta Avrupa ve Rusya Güneyinde ata kolay binmek için erkekler pantolon tipi giysiler tercih ediyordu. Roma İmparatorluğunda ise hoş karşılanmayan bu giysi atlı barbarların giysisi olarak görülüyordu.

Pantolonun giyimi çok eski zamanlara dayansa da ismi, Rönesans döneminde Commedia Dell ‘Arte tiyatrosunda önemli bir isim olan ve pantolona benzer uzun kilotlu çoraplar giyen yaşlı bir tip ‘Pantalone‘ dan almıştır.

16. yüzyıl da tiyatroya çok meraklı olan Fransız kralı III. Henri tiyatroda giyilen kostümleri ve pantolon giymeyi taklit etmeye başlamış ve pantolon uzun yıllar kralların giyebildiği bir giysi olarak kalmıştır.

Fransız devriminden (1789) sonra halk pantolon giyebilmeye başlasa da erkeklere benzememeleri amacıyla 1800 yılında kadınların pantolon giymesi yasaklandı. Yasağa karşı çıkıldı ancak 1892 yılında yapılabilen bir değişiklikle kadınlarında at binerken pantolon giyebilmelerine izin verildi.17 yıl sonra 1909 da ise yasa bisiklete binerken de giyilebileceği şeklinde genişletildi.

Fransa’daki bu gelişmeler yaşanırken Amerika da kadın hakları savunucusu Elizabeth Smith Miller 1851 yılında kamuya açık yerde ilk kez pantolon giymesi devrim niteliğindeydi. Miller elbisesinin altına bilekte daralan şalvar benzeri bir pantolon giymişti. Bu, kadın için algıda çizilen dar ince belli oyuncak bebek portresinin dışındaydı. Nitekim o dönem bellerini ince göstermek için korselerin içinde sıkışan ve kat kat jileler giyen kadınların hoşuna gitmediği gibi toplum ve kilise tarafından da tepki gördü. Miller ‘ın Avrupa ya yaptığı gezi sırasında bu Türk pantolonlarını gördüğü ve üzerine kısa etekler giyerek kullandığı biliniyor.

Birinci Dünya Savaşı (1914) sırasında erkeklerin cephede olması ve iş gücündeki azalma sebebiyle kadınlar erkeklerin bıraktığı tulum ve pantolonları giyerek fabrikalara atölye ve tarlalarda bu açığı kapamaya çalıştı. Bu dönemde Coco Chanel Fransa’daki kadın hareketinin öncülerinden biriydi. Kadınlar için bir pantolon tasarlayarak eşit ve bağımsız kadın figürünün sembolü oldu.

1918'de Birinci Dünya Savaşı’nın bitişinin ardından pantolonlar bir kez daha raflara kaldırıldı. Gündelik yaşamda pantolon giyilebiliyordu. Ancak kadınların işe giderken pantolon giymesi halen yadırganıyordu. Marlene Dietrich giydiği smokinlerle bile kadınsı görünülebileceğini tüm dünyaya kanıtladı.

Günlük yaşamda böylece kabul gören pantolonun iş hayatına girmesi biraz daha zaman aldı. Bunun için bir stil ikonu olan Audrey Hepburn son hamleyi yaptı. Hepburn filmlerinde ve verdiği pozlarda sık sık pantolon giydi. Hepburn‘ un giydiği yüksek bel bilekte bilen pantolon tüm dünyada rağbet gördü ve artık kadınlar günlük hayatta iş yerinde de pantolonla verdiği özgürlük savaşı kazanmış oldu.

Günümüzde Fransa da ki bu yasa toplum tarafından uyulmasa da 2013 yılına kadar 104 yıl geçerliliğini sürdürdü.

Fransa Kadın Hakları Bakanı Najat Vallaud-Belkacem sayesinde 2013 yılında bu yasa resmi olarak yürürlükten kaldırıldı. Ancak Afrika ülkelerinde hala pantolon giyen kadınlar şiddete ve baskıya maruz kalıyor.

Yasaları yalnızca devlet değil toplumlar da oluşturup uyguluyor ve ne yazık ki yasa olmaktan çıksa da algılardan söküp atılamıyor.

Kadınlar için eşitlik ve özgürlük savaşının bir gün  kazanılması ümidiyle…

Kadife Dolu Bir Sezon

      KADİFE DOLU BİR SEZON

 Her renkle asaletini koruyan kadife, bu sezonun parlayan yıldızı haline geldi. Uzun zamandır dinlenmede olan kadife kumaşlar farklı varyasyonlarıyla bu sezon moda severlerin zevkine sunuldu. Şu sıralar her cadde ve butikte rastladığımız kadifeyle marjinalliği ve yeni tarzları yakalamak kalite ve doğru kombinle mümkün oluyor.

Kadife dokuya işlenen boncuklar ve nakışlar sıradanlıktan uzaklaştırırken özellikle ceket ve ayakkabılarda göz dolduruyor. Alt veya üst parçalarda kullandığımız şık kadifeleri basic, sade kombinlerle tamamladığımızda kontrastı dengelemiş oluyoruz.

Evlerde ve spor yürüyüşlerinde de rahatına düşkün bayanlar için markalar farklı alternatifler sunmakta. Kadife çoraplar, pijamalar, eşofman takımları gözde parçalar haline gelmiş durumda…

 

İmaj Sensin

         İMAJ SENSİN      

   3D BASKILI  - TİŞÖRTLER, ELBİSELER, MAYOLAR, TAYTLAR... 

3D baskılı tişörtleri her ne kadar daha çok çocukların tercih ettiği düşünülse de artık erkekler de bayanlar da sıklıkla hafta sonlarını bu rahat ve eğlenceli tişörtlerle geçirmeye bayılıyorlar.

  

35 yaşına gelmiş bir erkek, hayvan figürlü bir tişört giyince garipseyenler olsa da hangi yaşta ne giymeli, ne giymemeli gibi bir yönetmelik olmadığına göre isteyen istediğini giymeli bu hayatta.

 

      

Her zevke uygun birbirinden farklı tasarımlarla teknolojinin de yardımıyla 3D algısı oluşturan ve enerjiyi yansıtmanın bir yolu haline gelen bu tişörtleri yediden yetmişe her yaştan insanın üstünde görmek mümkün. 

      Biraz cesur olmak gerekirse...

      Baskılı tişört modası ne zaman geçer? 

Modası geçecek bir akım mıdır? 

Artık her tarzda kendini var edecek bir uygulama mıdır?

Bunları bırakalım modacılar düşünsün :) 

Gözlemlediğim şudur ki herkes kendi enerjisine uygun bir moda akımının  ya da giyim tarzının takipçisi, bazen de sadece ruh halinin itaatçisi. Bazen nesli tükenmekte olan canlılara dikkat çekmek için, bazen daha eğlenceli görünmek için, bazen içimizdeki karanlık tarafı da dışa vurmanın bir yolu olduğu için, bazen arkadaşlarımıza manidar bir mesaj vermek için bazen de sadece hoşumuza gittiği için tercih ediyoruz baskılı kıyafetleri. E hal böyle olunca her ruh haline uygun birbirinden eğlenceli bu 3D baskılı tişörtleri bol bol görmeye devam edeceğimiz kesin.

2016 Kış Modası

KAMUFLAJ DESENİN ALTIN ÇAĞI: 2016 KIŞ

Erkek modasının leoparı olarak gösterilen asker deseni ‘kamuflaj’ bu kış altın çağını yaşıyor. 

Hemen hemen her vitrinde görmeye başladığımız kamuflaj deseni, tırnaklardan telefon kaplarına, montlardan ayakkabılara kadar her detayda bayanların beğenisine sunuluyor. 

Genellikle salaş bir tarzın habercisi olan desen hem deri, zımbalı botlarla hem de şık stilettolarla rahatlıkla tercih ediliyor.

Alışılmışın dışında sunumuyla bizleri tekrar kendine çekmeyi başaran kamuflaj; desen yorumlamada ki farklılığın yanında renk tonu kullanımında da değişiklikler gösteriyor. Pastel, kahve ve çok renkli tonlamalarıyla yalnızca yeşil olabileceği kuralını gözümüzde yıkılıyor.

Doğada gizlenmek ve kamufle olmak amacıyla kullanılan desen şehir içinde aksine dikkat çekmeye odaklanıyor.

Kamuflaj desenli parçalarınızı tek olarak düz renklerle kombinlediğinizde maskulen bir hava katarken doğru aksesuar ve takı seçimlerinizle feminen bir havaya sahip olabilirsiniz. 

Bunun başarılı yorumlarından biri de daha sıcak ve feminen renklerle daha modern ve yumuşak bir desen elde edilerek tasarlanmış olan aşağıdaki mont.

Siz de kamuflajı desen olarak oldukça soğuk ve erkeksi bulanlardansanız daha yumuşak versiyonlarını deneyebilirsiniz.

Keyifle Kalın,